-->

11 Ekim 2017 Çarşamba

Ressam Raciçi ve Ranga Gurunun Tuhaf hikayesi
Hindistan'da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz bulup çok beğenirmiş. Ona 'Renklerin Ustası' anlamına gelen Ranga Çeleri adını takmışlar. Ama, kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş; ondan resmini değerlendirmesini istemiş.
Ranga Guru, "Sen artık ressam sayılırsın Raciçi. Senin resmini halk değerlendirecek" diyerek, resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. "Yanına kırmızı bir kalem bırak; halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymasını rica eden bir yazıyı da yanına iliştir" demiş.
Raciçi denileni yapmış ve birkaç gün sonra bakmaya gittiğinde görmüş ki, bütün resim çarpılar içinde. Çok üzülmüş. Emeğini ve yüreğini koyarak meydana getirdiği tablo kıpkırmızı çarpılarla doluymuş. Gene Ranga Guru'yu ziyaret etmiş. Ne kadar müteessir olduğunu ona iletmiş.
Ranga Guru, üzülmemesini, resim yapmaya devam etmesini tavsiye etmiş. Raciçi yeni bir resim yapmış ve gene Ranga Guru'ya götürmüş. Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru. Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya ve birkaç fırça ile birlikte... "İnsanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazıyı resmin yanına koy" demiş. Raciçi denileni yapmış. Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış; fırçalar da, boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş.
Ranga Guru olayı şöyle yorumlamış:
"Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı. Oysa ikinci konumda, onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarına fırsat verdin. Yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi. Sevgili Raciçi, mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın. Emeğinin karşılığını ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın. Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma."
***
Hepimiz gündelik hayatımızda bu gibi insanlarla karşılaşmıyor muyuz? Öfke kusan, "Şu yanlış, bu yanlış" diye bağırıp çağıran. "Haydi gel sen nasıl yapılacağını göster?" desen söyleyecek tek bir sözleri bile bulunmaz. Eleştirmek kolaydır, ama yol göstermek, yapıcı olmak gerçekten de birikim ve tecrübe gerektirir.

Çocuklarınıza zengin olmayı değil, mutlu olmayı öğretin. Böylece hayatları boyunca sahip oldukları şeyin fiyatını değil, kıymetini bilirler.




Lorem ipsum dolor sit amet, consectetuer adipiscing elit, sed diam nonummy nibh euismod tincidunt ut laoreet dolore magna Veniam, quis nostrud exerci tation ullamcorper suscipit lobortis nisl ut aliquip ex ea commodo consequat.

0 Comments:

Yorum Gönder

İletişim

WhatsApp :

+90 534 728 1403

Adres :

Bağcılar
istanbul

E mail :

karalayankalem34@gmail.com